“İşte, işaret ettiğimiz bu tarihten, yani 1300 tarihinden sonra, İzmir'in fikir hayatında ilk manalı ve şümullü bir dönüm noktası olacak mahiyette bir hareket oluyor; İzmir'de ilk fikir organı olmak üzere bir Türk mecmuası çıkıyor. Henüz ticaret ve politika gayesi günde birer Bulletin (bülten) olmaktan ileri gidememiş ve işaret ettiğimiz gibi, kültür değeri noktasından hiçbir tesirleri olmayan yabancı gazeteler yanında, üç Türk gencinin, basit ve ufak birkaç sahife halinde ortaya attıkları bu Risale, vücudunun cılız, çelimsiz kalıbı içinde, ilk baş veren bir ihtiyacın tereddüt ve korkudan silkinişi idi. Orada İzmir'in sadece yemiş ve yağ pazarlarında, kolları ile dört yanı tutmuş bir yabancı sermaye kuvvetinin esiri gibi didinen ve ondan daha büyük bir endişesi ve korkusu olmayan Türk kafası, böylece kendi varlığının maddi kazanç ihtirası dışında manevi değerini bulmaya ve kendine varmaya bu birkaç yaprakla çalışıyordu.”