1578'de Osmanlı idaresine giren Ahıska, 1828 yazında Ruslar tarafından işgal edilmiştir. Rus işgalinin ardından Rus-Gürcü ve Ermeni ittifakı karşısında yaşanan zorluklar, bölge halkını Anadolu'ya göçe zorlamış ve yaşanan bu göçlerle bölgenin Türk nüfusunun önemli bir kısmı kaybolmuştur. 1829'da imzalanan Edirne Antlaşması ile Ahıska ve Ahılkelek Ruslara terk edilmiştir. Edirne Antlaşması'yla Osmanlı toprağı olmaktan çıkan bölge, 1918'de tekrar Osmanlı sınırlarına dahil olmuşsa da 1921'de yapılan Moskova ve Kars Antlaşmaları'yla Türkiye'nin doğu sınırının kesinleşmesi sonucunda Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin toprağı olmuştur.
Bugün 15 farklı ülkeye dağılmış bulunan Ahıska Türkleri, Mesheti-Cavahetya bölgesinde yaşamış, Türkçe konuşan, Hanefi-Sünnî inancına sahip bir halktır. Bu eser, çoğu kez Ahıska Türklerinin tarihini çoğu kez sürgünden ibaret gören ve duygusal bir nakaratın dışına çıkmayı başaramayan yayınlar üzerine kaleme alınmıştır. Kaldı ki Ahıska davası, sadece vatan, toprak, yaylak, dere, pınar, siyasi kararlar ve devlet politikalarından ibaret değildir. Bu çalışmada değişik dönemlerde Osmanlı tarihinde iz bırakmış Ahıskalı devlet görevlileri ele alınmıştır. Böylece Ahıska'nın yetiştirmiş olduğu devlet erkânı ve ulemânın ilim dünyasına tanıtılması temel amacımızdır. Bu çalışma Ahıska'nın yerel tarihine katkı sağladığı gibi büyük bir kısmı Türkiye ve eski Sovyetler coğrafyasında yaşayan Ahıskalı soydaşlarımızın aile tarihlerine de ışık tutacaktır.