Farklı kültürlerin kesişim noktasında bulunan ve İran ve Irak gibi iki ülkeye sınır olan Hakkari, her dönem önemini koruyan bir ilimiz olmuştur. Coğrafi özellikleri sayesinde Türkiye'nin batı bölgeleriyle entegre olamayıp kapalı bir kutu şeklinde kalması nedeniyle diğer kültürlerden etkilenmemiş ve bu durum Hakkari'nin kültürel özelliklerini günümüze kadar korumasını sağlamıştır. Yol yapımını güçleştiren yüksek dağları Hakkari halkına ekonomi, eğitim, sağlık ve bayındırlık alanlarında büyük sıkıntılar ve acılar yaşatmıştır. Farklı etnik unsurları yüzyıllarca içinde barındıran Hakkari, XIX. yüzyılın ortalarından itibaren emperyalizmin kışkırtmasıyla kaosların ve çatışmaların yaşandığı bölge haline gelmiştir. Kurulan yeni devletin yenilikçi hamleleri, Devlet kurumlarının hiçbir zaman tam olarak çalışmadığı Hakkari'de, eğitimli kadroların da eksikliği nedeniyle ne yazık ki gerçekleştirilememiştir. Tabi bunda devletin Hakkari'yi memurların sürgün edilebilecek en ideal vilayet olarak görmesi de temel sebeplerden birisidir.