Mülteciler Meselesi sırasında, Ahmet Refik'in deyimiyle, “Türkiye'nin diplomasi tarihine şeref verebilecek mahiyette” bir olay yaşanmıştır. Bu olayla Osmanlı devlet adamları önemli bir diplomasi sınavı vermişlerdir. Bu diplomasinin en önemli sonucu, Kırım Harbi için İngiltere ve Fransa gibi çok önemli iki müttefik kazanılmasıdır. Mesele halledildikten sonra mültecilerin büyük bir kısmı ülkelerine dönmüş, bir kısmı da ülkelerine dönmeyerek Osmanlı topraklarında kalmayı seçmişler ve Osmanlı Devleti'nin hizmetine girmişlerdir. Osmanlı Devleti'ne sığınan mülteciler arasında başta, çeşitli rütbelere asker ve subay bulunmaktaydı. Yine doktor, eczacı, mühendis, makinist, haritacı, ekonomist, müderris, kimyacı, ressam gibi önemli mesleklerde yetişmiş insanlar ile değirmenci, berber, mücellit, terzi, at uşağı inşaat ustası, marangoz, itfaiyeci gibi mesleklere sahip, sanat ve zanaat sahibi kişiler söz konusuydu. Leh ve Macar mültecileri en önemli etkisi şüphesiz Osmanlı modernleşmesine bir anlamda yeni bir soluk getirmelerinde görülür. Osmanlı Devleti'nin ihtiyaç duyduğu kalifiye eleman ihtiyacının bir kısmını da karşılamışlardır. Osmanlı Devleti'ni kendi devleti, Osmanlı toprağını da kendi toprağı olarak gören mülteciler, devlete ve vatana sevgi ve bağlılık göstermişlerdir. Devletin ihtiyaç duyduğu birçok alanda önemli çalışmalara imza atmışlardır. Ortaya koyduklarının etkileri de Osmanlı dönemini de aşarak Türkiye Cumhuriyeti dönemine ulaşmıştır.