Fakirlik kitabında Orhon yazıtları, Kutadgu Bilig, menakıpnameler, Anadolu masalları, Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi, Bektaşi geleneği, divan edebiyatı, Anadolu ağızları, atasözleri, aşık tarzı şiir geleneğindeki züğürt destanları, mizah gazeteleri, rüya tabirnameleri, Ömer Seyfettin'in hikayeleri gibi kültürümüzün temel kaynakları ele alınarak yoksulluk olgusunun ne şekilde anlaşıldığı incelenmiştir. Tasavvuf; fakirliği makbul bir hayat tarzı olarak göstermiş, bir hırka bir lokmanın yeterli olduğunu telkin etmiş, maddi fakirliği maddi zenginliğe tercih etmiş, maddi fakirliğin manevi zenginliğe zemin olduğunu söylemiştir. Modern hayata ayak uyduramayanlar da modern yaşamı ruhsuz bulmuş, ruh fakirliği olarak tanımlamış ve zengin insanları kınamışlardır. Gerçek hayatta ise yoksulluk ele güne açık edilmeyip dikkatle seçilen sözlerle ve sosyal kaygılarla üstü örtülmüştür. Fakirlik hakkında vatandaşın ilk ve son sözü “Fakirliğin gözü kör olsun” olmuştur.