1550-1600 yılları, Osmanlı-Habsburg ilişkileri bakımından hem iki imparatorluğun sıkça anlaşma yaptığı ya da var olanları tecdid ettiği bir barış zamanı, hem de şiddetli çatışmalar dönemidir. Diplomatik ilişkiler geliştikçe, Avrupa'da yazılan eserler aracılığı ile Türkleri ve İslam'ı tanıma gayretleri sürdürülüyor, bir taraftan da bu ezeli düşmana, ama aynı zamanda daha müsamahakâr bir yönetimi olduğu düşünülen Osmanlı idaresine, halkın meyletmesinin önüne geçmek amacını da güden bir anti propaganda yürütülüyordu. Avrupa topraklarının Türk akınlarına karşı savunması ciddi bir problem oluşturuyor, bunun için gerekli olan harcamalar Türk Vergisi adıyla toplanıyordu. Aynı dönemde Osmanlı topraklarına çeşitli sebeplerle gelenler yazdıkları seyahatnameler yanında Avrupa'ya taşıdıkları çiçekler, ağaçlar, hayvanlar, el yazması kitaplar aracılığı ile tarihin akışında etkili oluyorlardı. Elçi Busbeck'in mektuplarında belirttiği gibi Avrupalılar, Osmanlı İmparatorluğu'nu ve Türkleri tanımakla kalmamışlar, onlardan öğrenmeleri gereken çok şey olduğunu fark etmişler, bunun ötesinde her türlü kurumu ve anlayışı farklı olan bu büyük devleti, bu yabancı toplumu gözlemleyerek kendi eksikliklerini tamamlayabileceklerini de idrak etmişlerdi. Bu çarpıcı dönemin, olayları ve kişileri ile birlikte karşılıklı olarak araştırılarak değerlendirilmesi bu çalışmanın ana eksenini oluşturmaktadır.