Elinizdeki kitap, 1946-1949 dönemini kapsıyor ve esas olarak Türkiyeli Yahudilerin 14 Mayıs 1948'de kurulan İsrail Devleti'ne göçlerini anlatıyor. Son derece kapsamlı ve titiz bir arşiv çalışması yapan yazarın amacı, göç karşısında siyasal iktidar, kamuoyu ve cemaat seçkinlerinin gösterdikleri tepkiyi gün ışığına çıkarmak ve Türkiyeli göçmenlerin İsrail'deki yaşamlarının ilk yıllarında karşılaştıkları zorlukları ve İsraillileşme süreçlerinin başlangıcını belgelemek. Binlerce Türkiyeli Yahudi'nin çok hızlı bir şekilde İsrail'e göç etmesi, Türk kamuoyunda “yurttaşlık” ve “Türkiye'ye sadakat” tartışmaları yarattı. Yahudiler, Türkleşmemekle eleştirilip nankörlükle suçlandılar, ya da “zaten misafirdiler” denilerek uğurlandılar. Misafir konumunu içselleştirmiş olan, Türkleştirme politikaları ve ayrımcılıktan yılan ve en önemlisi binlerce yıllık bir hayalin gerçekleşmesinin yarattığı heyecanı duyumsayan alt-orta sınıf Türkiyeli Yahudiler, yeni kurulan ülkeye doğru çok zorlu bir yolculuğa çıktılar. Pek çoğu dost ve akrabalarını geride bıraktı. Bazıları yollarda, bazıları savaşlarda öldü. Tarımla hiç uğraşmadıkları halde çiftçi oldular, orduda görev aldılar ve zamanla yeni vatanlarına uyum sağladılar. Uyum sağlayamayanların bir kısmı geri döndü. Bu kitapta anlatılan, işte bu insanların hikâyesi; canlı, dokunaklı ve çarpıcı.