Fransız Devrimi sonrasında yaşanan uluslararası gelişmelerin karmaşıklığı ve yeni kurulan dünya düzeni nedeniyle, Osmanlı kançılaryası da önemli bir değişim geçirdi. Özellikle Rum İsyanı sırasında 1821 yılında kurulan Tercüme Odası'nın ortaya çıkmasıyla, gerçek anlamda dünya siyasetini takip edebilen iyi derecede Fransızca bilen bir hariciye nesli yetişti. Aynı süreçte yine Fransız Devrimi'nin gerçekleşmesi sonrası Napoleon'un devrimi Avrupa'ya yayma çabaları sırasında gerçekleşen İspanya işgali sonrası Latin Amerika ülkeleri de birer birer bağımsızlıklarına kavuştular. Meksika Devleti bu süreçte bağımsızlığını elde etmeyi başarmasına rağmen, uzun süre Avrupalı büyük devletlerin deniz aşırı tutkularından dolayı çeşitli seferler müdahalelere maruz kaldı. Meksikalılar ile Türklerin karşılaşması da bu müdahalelerden birisinin sonucunda gerçekleşti. Bu kitapta ele alınan süreç bu uzun süre aralıklarla devam eden iki devlet arasındaki diplomatik süreci ele alıyor. Bu süreç resmi iki devlet arasında resmi olarak diplomatik ilişkilerin başladığı 1864 yılı ile konsolosluk protokolünün karşılıklı olarak imzalandığı 1913 yılı arasını kapsamaktadır. Bu kitapta Osmanlı ve Meksika arşivindeki belgelerin ışığında anlatılan bu süreç aynı zamanda bize bir Latin Amerika devleti ile Akdeniz ülkesinin hangi nedenlerle bir araya geldiğini ve hangi konular üzerinde anlaşmalar yaptığını da ortaya koyacaktır.